Ailedeki Kişilere Verilen Değer
Çıplak resmedilen kişilerin, genellikle çizerin entelektüel yoksunluğuna işaret ettiğinden daha önce bahsetmiştik. Ancak bunun özellikle “aile” resminde görülmesi, bir çatışmanın göstergesi olabilir.
Kişilerin giydirilme biçimi, çocuğun onlarla ilgili duygularını ifade eder: Kişiyi resmetmek için kullanılan çizgi biçimi, dokusu ve yapısı doğrudan duygusal bağlarla alakalıdır. Yeterince sevilmediğini hisseden, bunalımdaki bir çocuğun, “ailesinin” yanında, kendisini sıcak tutan, kalın kıyafetlerle resmetmeye meyilli olacağını biliyoruz.
Öte yandan kıyafetlerine bakarak insanların sosyal konumları hatta bazen politik görüşleri hakkında bile fikir edinmez miyiz? Yine de görünüşlerine bakarak insanları çabucak yargılamaktan kaçınmalıyız! Hem “Kürk ile börk ile adam olunmaz” diye bir deyişimiz yok mu? Gelgelelim resim bize, kişiyi tam da kürküne, börküne göre değerlendirme olanağı sağlar.
Birisini resmederken çocuğun ona bir kıyafet uydurması gerekir. O da bu kişiyi ona karşı hissettiği duygular doğrultusunda giydirir.
Örneğin çocuk, babasının yeleğine birkaç düğme ekleyerek ona verdiği değeri gösterir; ancak bu sayının aşırıya kaçması, çocuğun aşağılık kompleksine sahip olduğunu gösterebilir (Flugel).
Baba
Normal seyreden ödipus evresi vakalarında baba genellikle yüceltilir; kendini babasıyla özdeşleştiren erkek çocuk, ona resim kâğıdının ortasında önemli bir yer verir. Babasına karşı aşka benzer bir çekim duyan kız çocuğuysa baba imgesini erkeksi ayrıntılar ve niteliklerle süsler: sakal, düğme, bıyık, kılıç…
Tam ödipus evresindengeçen bir erkek çocuğu, babasını yırtık pırtık bir pantolonla resmetmiş. Bu, ona yönelik saldırganlığının ve kıskançlığının göstergesidir.
Bu saldırganlık resimde babayı sakatlayarak, onu küçük görerek, ikinci plana iterek de gösterilebilir; bunlar da çocuğun babasına karşı hissettiği bilinçli ve bilinçsiz duygularla ilişkilidir. Babanın değeri, resmi üzerinde yapılan değişikliklerle azaltılır. Bu değersizleştirme başka yollarla da ifade edilebilir: Babayla çocuğun arasına bir mobilya veya duvar çizilebilir, baba diğerlerinden uzakta, bir köşede resmedilebileceği gibi hiç çizilmeyebilir de. Bunlara daha ziyade babalarına karşı yasak aşk duyan kız çocukları başvurur.
Eşcinsellik yönelimi olan erkek çocukların, bazen baba imgesini değersizleştirdiğini ve onu ancak birkaç denemede çizebildiklerini de belirtelim.
Gelgelelim çocukların çoğu, özellikle de ödipus evresini sorunsuz atlatanlar babalarına değer verir.
Anne
Çocuklar annelerini de yüceltebilir veya değersizleştirebilir. Annenin bulunduğu konumu belirlemek önemlidir. Anne figürü genellikle kâğıdın ortasında yer alır; bazen baba figürü tarafından korunur. Annenin bir çocukla babadan ayrı resmedildiği de olur; bu durumda anneyle baba arasındaki çatışmalar çocuğun zihnini meşgul ediyor demektir.
Anne eylem halinde yani bir işle uğraşıyor olabilir. Buna bakarak annenin çevresiyle olan ilişkileri hakkında genel bir fikir edinebiliriz.
Aşırı korumacı bir annesi olan 15 yaşındaki bir ergen, “aile resminde” annesini civcivlere yem veren bir çiftçi olarak resmetmiş! Burada anaç mizaçlı bir anne söz konusu.
Ödipal çatışma yaşayan çocukların, annelerini “ailenin” dışında resmettiği olur. Bunun yanında, ebeveynlerin resmedilmemesi çok nadirdir. Sadece ebeveynlerinden “utanç duyan” veya onlarla epey çelişkili ilişkileri olan bazı çocuklar anne babalarını çizmez.