Klasik babalığı bilirsiniz. Sabah erkenden kalkılır, tıraş olunur, kahvaltıya oturulur, çocukların başı okşanıp eşe bir öpücük kondurulup işe gidilir. Bütün gün çalışılır, toplantılara katılınır, mesai sonunda trafik çilesi çekerek eve dönülür; eşe öpücük, çocukların başı, yemek, televizyon, diş fırçası, pijama…
Babanın gayesi bellidir; çocuklarına ve eşine rahat, huzurlu, sağlıklı, mutlu bir yaşam sağlayabilmek. Bunun için birçok şeyden feragat eder. Bazısı spor yapmayı bırakır, kimisi arkadaşlarıyla görüşmeyi… Tuttuğu takımın maçını bırakın stadyumdan televizyondan bile izleyemeyen, hafta sonu aktivitesi olarak balık tutmak yerine alışveriş turlarına çıkan, arkadaşlarla kadeh kaldırmak varken oyun alanı var diye bir kebapçıya gitmeyi görev bilen babalara sorarsınız çocukları ve eşi için büyük fedakârlıklar yapıyordur.
Haksızlar mı, hayır! Ancak ıskaladıkları bir şey var. Bir çocuk babasından oyuncaklar, güzel bir ev, harçlık, tatlılar, tatiller talep etmez. Bunların varlığından hoşnuttur bu doğru, ama çocuklar babalarıyla oynamak, güreşmek, kamp yapmak, kısacası ilgi ve sevgi görmek ister. Hayat mücadelesi içindeki babalar üstlerine düşeni yapsalar da, yıllar sonra “Evladımın büyüdüğü göremedim” diyecekler;bunu hepimiz biliyoruz. Bunun üstesinden gelmenin bir yolu işten ve uykudan kalan vakitte çocuklarla oynamak olabilir ama daha çılgın bir yol daha var: Evde daha çok kalıp çocuklara bakabilecekleri bir iş-yaşam dengesi kurgulamak.
Evde Daha Çok Kalıp Babalık Yapmak
Yetişkin, iş güç sahibi, evli bir erkeğin evde kalıp çocuk bakmayı kabullenmesini bırakın, bunu düşünmesi bile günümüzde fazla hayalci olabilir. Fakat bazı babalar bunu yapabiliyor. Belki işleri buna uygun, belki hoşnut oldukları bir işleri yok, belki de hayatları boyunca elde etmek için mücadele verdikleri o işten bile vazgeçebiliyorlar.
Yapacağınız şey çok emek istiyor bu doğru ama emin olun atomu parçalamanız gerekmiyor. Hatta çocuğunuzun bununla hiç ilgilenmeyeceği de ortada! Ne yapacaksınız? Çocuğu gezdirecek, onunla oynayacak, yemeğini pişirecek (Evet pişirecek!) ve tüm bunlardan keyif almaya bakacaksınız.
Şu Kariyer Mesaisi
Tüm bunlara değer mi? Değip değmeyeceğine siz karar vereceksiniz ama bir de şunu düşünün. Sadece dünya turu yapmak, yelkenliyle tek başına açılmak, kutuplarda yürümek için birçok kişi mevcut işlerinden ayrılıyor, kendilerini yollara atıyor. Mutlaka bir arayış içinde bunu yapıyorlar. İnsanın kendi çocuğuna bakmaya odaklanması bu arayışlardan bir tanesi, belki de en doyurucu olanı. Bunun için çılgın bir mesaiye en azından bir süre ara vermek düşündüğünüz kadar korkutucu değil. Hatta aynı işe geri dönmek yerine bambaşka bir mesleğe de kendinizi yönlendirebilirsiniz. Böylece anlatacak daha çok hikâyeniz olur.
Daha Çok Sosyal Hayat
Hayat baktığınız açılardan farklı görünebilir bir yapıdadır. İş çocuk büyütmeye geldi mi, artık size hiçbir şeyin kalmayacağı ve hapı yuttuğunuz söylenir. Her sabah işe gidip akşam eve dönen babaların bir kısmı daha kapıdan girmeden kucaklarında bir bebek ya da evde güreşmek için onu bekleyen bir canavar bulur. Yemekten sonra uyuyakalan bu babalar arkadaşlarını da görmeyi unutur. Eğer çocuğunuza bakmayı eşinizle günlere bölerek paylaştıysanız, o eve geldiğinde hemen arkadaşlarınızın yanına, spor yapmaya, yürüyüşe, kısacası canınız ne istiyorsa oraya koşabilirsiniz. Üstelik eşiniz arkanızdan kapıyı çocuğuna baktığı için size minnettar ve her zamankinden de daha aşk dolu bir şekilde kapar.
Babalık yapma eforunuzun size ve çocuğunuza ne ifade ettiğini anlatan harika bir popüler bilim kitabı okumak isterseniz Baba Olmak biçilmiş kaftan.