Önüne çıkan her şeyin tadına bakarak güçlenen bir tırtılın kelebeğe dönüşmesini anlatan bir çocuk kitabı yazıp 62 dile çevrilseydiniz ve nesiller boyu okunsaydınız nasıl hissederdiniz? 41 milyon satış rakamına ulaşmanız da cabası…
Böylesine bir ruhsal doyum dahiyane illütrasyonları ve inovatif çocuk kitabı tasarımlarıyla tanınan Eric Carle’a ait… Eric Carle, pekâlâ şekerleme ve sosis de yiyen bir tırtılı dünya çocuklarıyla tanıştırdığı 1969 yılının ardından kendisinin yazıp çizdiği kitaplara hiç ara vermeyerek 132 milyon kopya satan ve Türkiye’de de hatırı sayılır bir okur kitlesi olan tatlılar tatlısı bir yazar. Başarısının ardındaki hikâyeyi ve talihin o dönüm noktasını merak etmemek mümkün değil.
1929 yılında New York’ta doğan Eric Carle ailesiyle birlikte Almanya’ya taşındığında henüz altı yaşındadır. Eğitimini Almanya’da tamamlar ve Suttgart’daki prestijli sanat okulu Akademie der Bildenden Künste’nin Görsel Sanatlar bölümünden mezun olur.Aklında tek bir şey vardır: En mutlu çocukluk anılarına ev sahipliği yapmış topraklara, Amerika’ya geri dönmek. 1952’de koltuğunun altında sağlam bir portfolyo, cebinde birkaç dolarla New York’a gider. Çok geçmeden The New York Times’ın promosyon departmanında grafik tasarımcı olarak iş bulur. Daha sonra ise bir reklam ajansında sanat yönetmeni olarak uzun yıllar görev alır.
Bir gün, saygın bir eğitimci ve yazar olan Bill Martin Jr.,Carle’a yazdığı bir hikâyenin illüstrasyonunu yapıp yapamayacağını sorar. Eric’in bir reklam için tasarladığı kırmızı bir ıstakozun çarpıcı güzelliği gözünden kaçmamıştır. Brown Bear, Brown Bear, What Do You See bu işbirliğinin sonucunda ortaya çıkan ilk kitaptır. Hâlâ dünyanın dört bir yanındaki çocukların favorisi olan bu kitap, Eric Carle’nin gerçek kariyerine adım atmasına vesile olan eseridir. Bundan sonra yalnızca kendisinin yazdığı ve resimlediği kitaplarla karşımıza çıkacak olan Carle’ın ikinci kitabı bir klasik olan Aç Tırtıl‘dır.
Enine Boyuna Düşünülmüş Bir Üslup
Eric Carle’ın tümüyle kendine özgü ve kolayca fark edilebilir özellikte bir üslubu vardır. Kolaj tekniğiyle ürettiği çalışmalarında, kesilmiş kâğıtlardan oluşturduğu katmanlarla neşeli ve ışıltılı imgeler elde eder. Carle, pelür kâğıdı akrilik boyayla renklendirir. Bazen geniş bazen dar fırça darbeleriyle, bazen parmak uçlarıyla çizer ve çoğunlukla da bir doku oluşturmak için sünger, çuval bezi ve benzeri malzemelerle çalışır. Sahnelerin ve karakterlerin farklı bölümleri için renkli gazete-dergi kâğıtları kullanır. Bu malzemeleri renk kodlarına göre biriktirip ayırır ve boyası kuruyan kâğıdın üzerine uygular.
Bu boyutlandırma sayesinde kitaplarına ilave bir eğlence katar: okunabilir bir oyuncak… dokunulabilir bir kitap… Her hafta genç okurlarının yolladığı yüzlerce kolaj çalışması ve resmin posta kutusunu doldurmasının sebebi bu olsa gerek.
İşte bu noktadan Eric Carle kitaplarının sırrı kendini göstermeye başlar: Sezgisel bir anlayış ve çocuklara saygı. Çocukların en aziz duygularını ve düşüncelerini hissedip çocuklara özgü bir içgörüyle yazmak.
Bir kitabı bir oyuncağa çevirme yaratıcılığı ve inceliği gösteren Eric Carle’ın neredeyse tüm kitaplarını doğa sevgisi şekillendirir. Küçük bir bebeği bile etkileme gücündeki doğa herkes için iyi bir öğretmendir. Her zaman çocuklara etraflarındaki dünya hakkında bir şeyler öğrenme fırsatı sunan kitaplarında doğa baş roldedir. Küçük zihinlerin meraklarına, yaratıcılıklarına, zihinsel gelişimlerine sanat gücü yüksek kitaplarla hizmet eder.
Carle şöyle der: “Birçok kitabım ev ve okul arasında bir köprü kurma denemesidir. Bir ev bir çocuğa ne sunar veya sunmalıdır? Sıcaklık, güven, oyuncaklar, el üstünde tutulma, kucaklanma… Okul çocuk için tuhaf ve yeni bir mekândır. Acaba burada mutlu olacak mıdır? Yeni insanlar, yeni çocuklar, bir öğretmen… Ona dostça davranacaklar mıdır?
Bir çocuğun okula başlaması bence hayatındaki ikinci büyük travmadır. İlki elbette doğum… her iki durumda da sıcak ve korunaklı bir yerden bilinmeyene adım atarız. Bilinmeyen beraberine korkuyu getirir. Kitaplarımda işte bu korkuyu etkisizleştirip, bunun yerine olumlu mesajlar vermeye çalışıyorum. Bir çocuğun doğuştan yaratıcı ve öğrenmeye hevesli olduğu çok açık. Onlara öğrenmenin eğlenceli ve büyüleyici bir şey olduğunu göstermek istiyorum.”
Eric Carle’ın neredeyse tüm karakterleri hayvanlardır ve bu da muhtemelen babasının etkisiyledir. Çocukluk çağı babasıyla yaptığı orman gezintileriyle doludur. Bu yürüyüşlerin bazı yerinde durup orada yaşayan küçük canlıları izler, onların hayatları hakkında sohbet ederler. Onların nasıl büyüyüp nasıl yaşadıklarını konuşurlar. Carle’ın kitaplarının ana temasının büyüyüp gelişmek ve keşfetmek olması bu yüzdendir.
Bugün 87 yaşını süren ve bir oğlan bir kız çocuğu büyütüp yuvadan uçuşlarını izleyen bu çocuk ruhlu adam Eşi Bobbie ve kedileri Annie ile Massachusetts’te yaşıyor. Florida’da ve Kuzey Carolina tepelerinde vakit geçirmekten hoşlanıyor.
Kendisiyle yaptığımız röportajı buradan okuyabilirsiniz.
(Carle’ın çalışmaları ve hayatı hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyorsanız The Art of Eric Carle kitabını kütüphanenize dahil edebilirsiniz.)