Bir çocuk, avuçlarında çimen, yanıma geldi ve sordu: Çimen nedir? Nasıl cevap verebilirdim? Ne olduğunu ondan daha iyi bilmiyorum ki.

WALT WHITMAN

Dört beş yaşlarında bir çocuk, bisikletini yolun kenarındaki bir duvara yaslarken parke taşların arasından filizlenmiş bir ot görüp yanına eğilir. Tam o sırada yanındaki ufaklıklardan biri bu otun üzerine basar ve bizimkinin ağzından şu cümle dökülür: “Yapma! O artık büyüyemeyecek!” Bu, onun bir kitaptan alıntıladığı ilk cümledir. Gerçi bu inatçı ot kimseye pabuç bırakacak cinsten olmadığını göstererek hiçbir şey olmamış gibi gökyüzüne uzanmaya eder, ama ufak çocuk için merhametin ve kırılganlığın simgesi olmuştur bir kere.

Bu gerçek anının mimarı Eric Carle’ın kitabı Minik Tohum. Bir çocuğun refleksine sirayet edebilmiş bu kitap için bakın bir okurumuz bize ne yazmış:

Çocuğunuza doğadaki çiçeklerin, insan eliyle dikilmeden de çoğalabileceğini ve bir şeyin diğerlerine kıyasla daha çelimsiz, küçük ve güçsüz olmasının onun büyümesine engel olamayacağını anlatmanın çok güzel bir öyküsü bu kitap. Yeterince hızlı, yeterince büyük, yeterince başka diğer şeylerden olmayabiliriz ama görkemli bir çiçeğe dönüşme maceramızda başımıza neler gelecek ve biz hangi toprakta filizleneceğiz, bunu kim bilebilir?

Yaşamı anlatmak için tohumdan daha isabetli bir metafor bulamıyorsak, burada durup yeniden düşünmemiz gerekiyor. Yazar Richard Louv Doğadaki Son Çocuk isimli kitabında şöyle diyor: İnsanın sadece insanla ilişki kurduğu şu anki kültürün içinde, yeryüzündeki bütün bitkilerin ve ağaçların bir tohumdan oluştuğunu, bu tohumların “bir ailenin ayakları” gibi olduğunu düşünmek, çocuk ile doğa arasındaki yeni ilişkinin başlangıç noktası. Bir çocuğun az önce yediği meyvenin çekirdeğinde gizlenen bir hayat faaliyeti olduğunu bilmesi de ömrü boyunca ona kılavuzluk edebilecek bir bilgi.

Sekizinci Zekâ: Doğa Zekâsı

Harvard Üniversitesinde eğitim profesörü olan Howard Gardner, IQ testlerine dayalı geleneksel zekâ anlayışının son derece sınırlı olduğunu gözler önüne sererek Çoklu Zekâ kuramını ortaya koyan önemli bir bilim insanı. İnsan zekâsı üzerine yapılan en önemli ve uzun soluklu çalışmaya imza atan Gardner, çocuklar ve yetişkinlerdeki potansiyeli açıklayabilecek yedi zeka türüne (sayısal, görsel, kisestentik, müziksel, toplumsal ve içsel zekâ) sekizinci zekâ türünü ekledi: Doğa zekası. Charles Darwin’i düşününce ne demek istediği daha iyi anlaşılıyor.

Doğadaki bağlantıları görme yeteneği, ayrıntıları fark etme ve onları keşfetme hevesi, etrafını çevreleyen birçok şeyden çok daha küçük varlıklara karşı farkındalık geliştirmek, “gürültüsüz varlıkların sesini” duyabilmek, bir elmanın olgunlaşmasını izleme azmi, çimenlerin üzerindeki çiğe dikkat kesilmek, yaprakların renk değiştirmesinden haz duymak… Kısaca dikkatin yoğunlaştırılmasını sağlayan her türlü doğa deneyimi çocuklara kendilerinden çok daha büyük olan bir şey veriyor.

Çocuklar toprağa bağlanarak doğanın sunduğu psikolojik ve manevi yararları alıyorlar. Çevreye karşı sorumluluk hissediyorlar. Ve bu ilginç gezegenin küçük Marslıları için yazılmış Minik Tohum, çocuklara ve gençlere erişmek için çabamızı üçe katlamamız gerektiğini anlatan bir “direniş” öyküsü olarak yeni baskılar yapmaya devam ediyor.